Süper Mario Etkisi: Başarıyı Kolayca Elde Etmenize Yardımcı Olacak Psikolojik Bir Hile

Bugün Mark Rober'ın “The Super Mario Effect - Tricking Your Brain into Learning More” başlıklı TEDx konuşmasına rastladım. Sizin de izlemenizi öneririm, sunumu çok renkliydi.

Konuşmanın temel dayanağı Super Mario oyununu referans alarak cezaya gerek kalmadan hayatı oyunlaştırmanın daha iyi öğrenmeye yardımcı olduğuydu.

Bir de araştırma yer alıyordu. Araştırma için tasarlanan bir oyunda 2 farklı gruba 2 farklı oynama yöntemi sunuluyordu.

1. Grup: Oyunda başarısız oldukları level’da puan kaybetmeden kaldıkları yerden devam edebilecekti.

2. Grup: Başarısız oldukları her adımda 5 puan kaybederek devam edebilecekti.

Araştırma tabi ki, cezasız grubun başarılı datalarıyla tamamlanıyordu.

Süper Mario oyununa gelirsek; oyunda ceza puanı yoktu ve hiçbirimiz oyunda nerelerde takıldığımızla ilgilenmiyorduk, tek hedef prensesi kurtarmaktı.

Konuşma beni çok etkiledi, Süper Mario’dan yola çıkarak kendi oyunuma bir göz attım.

Yeni oyunum şimdiki mesleğim olan koçluk. Kariyer değişikliğim henüz çok yeni. Ancak geriye dönüp baktığımda, yıllardır bilinçsizce koç olmaya hazırlık yapıyor olduğumu görüyorum. Okuyor, araştırıyor, deneyimliyor, dinliyor, merak ediyor ve farkında olmadan yapmam gereken işe yatırım yapıyor, aslında oyunumu kuruyormuşum. Ve şimdi oyun başladı.

Tabi bu oyunda ilk karşılaştığım “challenge”, bugüne kadar hiç yazmadığım bloglar, çekmediğim videolar oldu. Mükemmel olmayacakları kesindi ama ilk yazımı yazmak (2,5 günümü aldı), 1 dakikalık o videoyu çekmiş olmayı başarmak (32 kez tekrarla) paha biçilemezdi.

Şimdi bakınca 2,5 gün veya 32 kez tekrar kimin umrunda, önemli olan bunları başarmış olmak değil mi? Kendi prensesimi kurtarmak. :)

Mark’ın deneyde kullandığı diğer yöntemden yola çıkarak, oyunun içine “puan kaybetme” olasılığı girseydi, şimdiden yolun başında pes etmenin ne kadar kolay olabileceğini görebiliyorum. Ne de olsa 15 senelik reklamcılık kariyeriyle kazanılan onca puanı kaybetme fikrini kim sevebilir?

Konuşmaya geri dönersek; karşılaştığımız challenge'ları bu oyunun bir parçası görmek oyunun eğlenceli tarafı diyebiliriz. Ben de cezalara yer vermeden hayatı oyunlaştırarak öğrenmenin ve başarmanın kolaylaşacağını da düşünüyorum.

Videoyu siz de izlerseniz fikirlerinizi duymayı çok isterim.

Sevgiler

Hande